Vertigo terimi Latince dönmek anlamına gelir. Tıpta hastanın kendisinin veya tüm çevresindeki nesnelerin döndüğünü hissetmesi durumudur.Yani vertigo bir hastalık değil, bazı hastalıklarda ortaya çıkan bir belirtidir. Özellikle orta ve ileri yaş grubunda daha sıktır. Çocukluk çağında oldukça seyrek görülmektedir.
Başdönmesinin birçok nedeni vardır. Asıl nedeni bulmak için şikayetlerin ne zaman başladığı, ne sıklıkla tekrarlandığı, mevcut başka hastalıkların varlığı, yakın zamanda geçirilmiş kafa travması ya da enfeksiyon durumu ve baş dönmesine başka hangi şikayetlerin eşlik ettiği bilinmelidir.
Baş dönmesi nedenleri :
1- Kulağa bağlı nedenler
Pozisyonel vertigo: Vertigo denilince ilk akla gelen ve en sık rastlanan nedendir. İç kulakta bulunan yarım daire kanallarındaki sıvının içine kristallerin karışmasıyla oluşur. Hemen hemen bütün hastalarda, başın hareketleri ile artan baş dönmesi ve bulantı yakınması mevcuttur. Özellikle geçirilmiş bir enfeksiyon sonrası daha sık olan bu duruma bazen kafa travması sonrası da rastlanabilmektedir. Kafa travması ile herhangi bir kafatası kırığı olmadan da iç kulak yapılarında sarsıntı ya da iç kulak kristallerinde yer değiştirmeye bağlı olarak baş dönmesi oluşabilir. Bu durumun düzelmesi haftalar ve aylar sürebilir. Pozisyonel vertigo tanısı, iç kulaktaki yarım daire kanallarının, bazı manevralara verdiği yanıtlara bakılarak konulur. Tedavisi, yarım daire kanallarının içerisinde yer değiştirmiş olan kristallerin tekrar yerine oturtulmasına dayalı özel manevralardır. Kulak muayenesi normal, işitme testleri normal olabilir.
Vestibüler Nörinit; Denge sinirinin sıklıkla bir viral enfeksiyon sonucunda iltihaplanması ile oluşan başdönmesi durumudur. Bu hastalıkta başdönmesi uzun sürelidir. Şikayetler saatler, günler sürer.
Meniere hastalığı; işitme kaybı, kulakta çınlama, dolgunluk hissi ve baş dönmesi atakları ile karakterizedir.
Diğer nedenler; kulağın akıntılı bazı kronik hastalıkları, ileri derecede damar tıkanıklığı yaşayan hastalarda iç kulağa daha az kan gitmesi durumuna bağlı baş dönmesi atakları oluşabilir.
2- Nörolojik hastalıklara bağlı nedenler;
Beyin damar tıkanıklıkları ve beyin kanaması(inme), vertebrobaziler yetmezlik denilen beyindeki denge merkezlerine kan götüren damarlardaki kan akımında azalma durumu
Multipl skleroz (MS),
Çeşitli beyin tümörleri, beyin sapını etkileyen bazı enfeksiyon hastalıkları
Boyun düzleşmesi, boyun fıtığı gibi durumlar da etken olabilir; diğer nedenler dışlandıktan sonra düşünülebilir
Migren (migrenöz vertigo), epilepsi (vertijinöz nöbet) gibi bazı hastalıklar nedeni açıklanamayan, tekrarlayan başdönmelerinde tanıda mutlaka düşünülmelidir. Bazı migrenli hastaların aura olarak vertigosu vardır; ardından tipik yarım başağrısı, bulantı ve kusma gelişir.Yapılan bazı çalışmalarda da migrenli hastaların çoğunda nörootolojik bozuklukların eşlik ettiği bildirilmiştir.
Hastanın öyküsünü alırken başdönmesine eşlik eden denge bozukluğu, kol ve bacaklarda güçsüzlük, vücudun herhangi bir bölgesinde his kaybı, çift görme, baş ağrısı, bilinç kaybı, ağız çevresinde karıncalanma hissi, konuşma bozukluğu gibi yakınmalar sorgulanır.
3- Diğer Hastalıklar;
Kontrol edilemeyen yüksek tansiyon ya da düşük tansiyon,
Kalp yetmezliği, kalp kapak hastalığı, kalp krizi, kalp ritim bozuklukları
Kansızlık, Kan şekerinde düzensizlikler(hipoglisemi, hiperglisemi), tiroid bezi hastalıkları,
Vücutta ani ve şiddetli su kaybı(ishal, kusma)
İdrar yolu ya da safra kesesine ait bazı hastalıkların seyrinde
Kullanılan bazı ilaçların yan etkisi olarak ortaya çıkabilir
4- Travmalar;
Sıklıkla başa alınan sert darbelerle, kafatasında meydana gelen, iç kulağı da zedeleyen bir kırık sonrasında ya da kırık olmaksızın kulak kristallerinin etkilenmesiyle baş dönmesi ile beraber bulantı ve kusma oluşabilir. Böyle bir durumda, yıllar sonra bile özellikle pozisyon değişikliklerinde oluşan birkaç saatlik baş dönmeleri kalabilir.
5- Psikolojik Nedenler;
Vücutta herhangi organik bir hastalık olmaksızın oluşan, yapılan muayene ve tetkiklerle bir şey saptanmamış olan hastadan alınan öyküde psikojenik nedenler mevcutsa başdönmesinin psikolojik olabileceği düşünülebilir.
Tanı: Başdönmesi ile gelen hastadan iyi bir öykü alınmalıdır; yani ne zaman başladığı, daha önce de benzer atak varlığı, eşlik eden bulantı-kusma, kulak çınlaması, işitme kaybı, nörolojik belirtilerin varlığı, geçirdiği enfeksiyon ya da travma olup olmadığı, mevcut hastalıkları ve kullandığı ilaçlar sorgulanır. Mutlaka sistemik muayeneye tabi tutulması gerekir. Bu da ekip çalışması (kulak burun boğaz, nöroloji, kardiyoloji) gerektiren bir durumdur. Öykü ve muayene bulguları ile birlikte gerekli durumlarda hastadan istenecek birtakım testlerle birlikte tanı konacaktır. Bazı kan testleri, EKG, işitme problemi düşünülüyorsa odyometrik testler, gerekli vakalarda MRI, boyun doppler, ultrasonografi, Elektronistagmografi, EEG gibi tetkikler tanıya ulaşmayı kolaylaştırabilir.
Tedavi: Başdönmesine neden olduğu saptanan hastalık varda onun tedavisi yapılır. Pozisyonel vertigo olduğu düşünülen hastalarda gövde ve başa ‘Epley manevrası' adı verilen bazı hareketler yaptırılarak kristal parçacıkların yarım daire kanallarından uzaklaştırıp, keseciklerin içine geri atılmasını sağlayan manevra uygulanır. Bazı hastalarda manevranın tekrarlanması gerekebilir. Hastaların çoğunda denge sistemindeki hücreleri baskılayan ilaçlardan da faydalanılmaktadır.
-
Uzm. Dr. Tuba Kopal Özgeçmiş
Popüler Yazılar
- Kalp damarlarının incelemesind...
- Kadın sağlığını tehdit eden se...
- Güngör: “Kış aylarında boğaz a...
- Okullarda el, ayak, ağız hasta...
- Ağrılara doğal çözüm: Nöralter...
- AIDS hastalığı tüm dünyada hız...
- Safra kesesi taşları neden olu...
- Hamilelik belirtileri nelerdir...
- Akciğer kanserinin bir numaral...
- Boğaz kuruluğu neden olur? Boğ...